Hafızamızı tazelememiz gerekirse; geçtiğimiz ay Devlet Bahçeli, “terörü bitirme ve Türk-Kürt kardeşliğini sağlama” görüntüsü altında tek kişi yönetimini süresiz olarak uzatacak bir anayasa değişikliği için Öcalan’ı Millet Meclisi’ne, DEM Parti grubunda konuşmaya davet etmişti. Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te açıkladığı plana Erdoğan kefil olmuştu. Özgür Özel, plana karşı çıkmayacaklarını, küçük rötuşlarla destekleyeceklerini söylemişti. Öcalan, planı yerine getirmeye hazır olduğunu 23 Ekimde İmralı’da iktidarın izniyle görüştüğü yeğeni aracılığıyla bildirmişti. DEM Parti, üzerine düşeni yapacağını, önce iktidar blokunun Öcalan’a uygun ortamı sağlamasını beklediklerini belirtmişti. Ama 23 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da, askerî havacılık şirketi TUSAŞ’ın Merkez Yerleşkesi’ne PKK tarafından silahlı saldırı düzenlenmişti. Bu saldırının ardından da TSK; Irak ve Suriye’deki PKK mevzilerine hava saldırısı düzenlemişti.
Türkiye Halkı, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında teröre, istibdadın anayasa hazırlıklarına, çözüm sürecine yönelik tepkisini bütün yurt genelinde ortaya koymuş, bu durum iktidar blokunun çözüm sürecinde duraksamasına yol açmıştı. Bir yandan tabanlarındaki kaybı durdurmak için DEM Parti’yi yeniden terörist, CHP’yi de terör destekçisi göstermek için 30 Ekim sabahı CHP’li Esenyurt Belediyesine operasyon başlatıp kayyum atamış; 4 Kasım tarihinde ise DEM Partinin elindeki Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine de kayyum atamıştı.
Kayyumların ardından Bahçeli, iktidar bloku adına 5 Kasım’da yaptığı grup konuşmasında açıkça “terörü bitirmek için Erdoğan’ın görev süresini uzatacak anayasa değişikliği” istediklerini söyledi. “PKK’yı lağvettiğini ilan edecekse Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun” dedi. Kısacası Bahçeli; Öcalan’ı ve DEM Parti’yi Cumhur İttifakı’na davet etmişti. Davetinde hem havuç hem sopa var. Havuç; Öcalan’ın serbest bırakılması, DEM’in iktidar blokuna katılması, AKP ve MHP’yle birlik olmasıdır. Sopa ise, belediyelere kayyum atanması, belediye başkanlarının hapse atılması veya her an tutuklanma tehdidi altında tutulmasıdır.
İstibdat, kayyum oyununu 22 Kasım günü DEM Partili Tunceli ve CHP’li Ovacık belediye başkanlarını görevden alıp kayyum atayarak sürdürüyor.
İstibdat, aynı taktiği Türkiye halkına da uyguluyor. Havuç olarak terörden kurtulma, yerel kültürleri ve etnik toplulukları birlikte yaşatma, sınırların Suriye ve Irak’tan toprak kopararak genişlemesi, barış ve sükûn vaadidir. Sopa ise terörün sürmesidir.
Tarihi dersler
Türkiye halkı, havuç ve sopa politikasındaki havucun boş vaatlerden ibaret olduğunu, sopanın ise uğursuz gerçek olduğunu tarihsel deneyimiyle hiç unutmaz. Yıllar önce de Yeni Osmanlıcılık hayalleriyle girişilen çözüm sürecinin AKP ve HDP/DEM Parti için; Türkiye halkı ve bölge halkları için kabusa uyanmak anlamına geldiğini bilir.
Türkiye ve Ortadoğu’da barış, emperyalizmin işbirlikçiliği ile asla sağlanamaz. Emperyalizm, her zaman kendisine kuklalar yaratmış ve işi bitince bir kenara atmıştır. PKK ve uzantıları Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da; emperyalizmin Orta Doğu ’da beslediği başlıca güçlerden ve projelerden biridir. Başta Kürt halkı olmak üzere dünya halklarının özgürlük ve eşitlik mücadelesi ancak; emperyalizmi, işbirlikçi kapitalist oligarşiyi ve feodal kalıntıları tam karşısına alan; halkları ortak cephede birleştirmeyi hedefleyen devrimci bir atılımla mümkündür.
Türkiye halkı, hangi partiye yakın olursa olsun, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü, ulusal kurtuluş ve cumhuriyet devriminin bütün kazanımlarını savunmaya devam edecektir.
Vatan cumhuriyet emek şiarını benimsiyoruz. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlikten asla vazgeçmeyiz. Başkasının toprağında gözümüz yok. Emperyalizmin ayartmalarına kapılmayız. İktidar blokunun sahte çözüm oyununu da sahte anayasa girişimini de mutlaka boşa çıkaracağız.