Faşizme karşı zaferin 79. yılı kutlu olsun!

Bugün, şanlı Kızıl Ordu’nun öncülüğünde, insanlığın faşizme karşı kazandığı
büyük zaferin 79. yıl dönümü. Çelik irade Josef Stalin’in liderliğinde, Nazi
ordularının işgalini geri püskürterek önce Avrupa’yı, ardından da bütün insanlığı
faşizmin belasından kurtaran Sovyetler Birliği, 9 Mayıs 1945’de faşizme karşı
zaferi ilan etti.
Alman faşizminin ve işbirlikçilerinin karşısında bir an bile teslimiyete
kapılmayan Sovyet orduları, Moskova’nın kilometrelerce yakınına varan
karanlığı geri püskürterek Berlin’de işçilerin ve köylülerin kızıl bayrağını
dalgalandırdı.
Faşizme karşı savaş son bulmuş değil. Doğası gereği kan ve gözyaşına ihtiyaç
duyan emperyalist-kapitalist sistem; bağımsızlığını ve emeğini koruma yolunda
mücadele veren halkları durdurabilmek ve pranga altına alabilmek için, kendi
savaş makinesi olan NATO eliyle, Soğuk Savaş’ın başlangıcından itibaren
durmadan, Türkiye de dahil, birçok ülkede faşist paramiliter örgütleri finanse
ederek, halkların kanlarını dökerek sermaye alanını genişletmeye çalışıyor.
Emperyalizm, Sovyetler Birliği ve Yugoslavya gibi; birçok farklı etnik kökenden
ve dinden insanların barış, huzur ve dayanışma içerisinde yaşadığı ülkelere
türlü saldırılar gerçekleştirdiler. Arnavutluk, Demokratik Almanya, Romanya,
Bulgaristan ve Çekoslovakya gibi sosyalist ülkeleri Batı sermayesinin açık pazarı
hâline getiren emperyalizm, bugün; Rusya, Çin, İran, Kore, Küba, Belarus,
Suriye, Venezuela, Bolivya ve Vietnam gibi ulusal bağımsızlığını koruma yolunda
mücadele eden, barışı ve adaleti savunan ülkeleri ise darbeler, ekonomik
yaptırımlar, iç karışıklıklar ve paylaşım savaşları ile yıkarak kölesi hâline
getirmeye çalışıyor. Batı emperyalizminin Ukrayna’daki planlarını durdurmak
için silaha sarılma cesaretini gösteren Rusya; Emperyalizmin Suriye’yi
parçalayarak Orta Doğu’yu kökten sömürge haline getirme planlarına karşı da
Esad yönetimini desteklemeyi sürdürüyor. Batı’nın Çin’e karşı Tayvan üzerinden
yürüttüğü kuşatma planları ise Çin’in güçlü iradesiyle bir türlü istendiği gibi
ilerlemiyor. 10 yılı aşkın süredir iç savaşta olan Suriye; ABD destekli ayrılıkçı
örgütler ve cihatçı örgütler tarafından yürütülen parçalama harekatına karşı
Çin, Rusya ve İran’ın destekleriyle mücadelesine devam ediyor. Yoksulluğuna ve
kıt imkanlara rağmen Yemen; İsrail ve ABD’ye karşı mücadelesini başarıyla
yürütüyor, soykırımcı İsrail’e karşı füzelerle yanıt veriyor. Brezilya, Küba,
Bolivya ve Venezuela; Bolivarcı tarihine yakışır şekilde, özellikle diplomatik
alanda barış, adalet ve bağımsızlık yolunda mücadelede ön saflarda yer alıyor

ve Filistin halkına diplomatik ve insani yardım alanlarında destek vermeye
çalışıyor. İran ise ekonomik yaptırımlara rağmen İsrail’e ve Amerika’ya karşı
geri adım atmayarak antiemperyalist çizgisini sürdürüyor.
İnsanlığı karanlığın boyunduruğu altına sokmaya çalışan ABD öncülüğündeki
emperyalizm, karşısında ulusal bağımsızlık ve sömürüsüz emek için kanıyla ve
canıyla mücadele eden dünya halklarını ve emekçileri buluyor. 79 yıl önce
olduğu gibi, faşist yayılmacılık tekrardan yenilecek, halklar yeniden
özgürleşecek ve sömürü düzeni çöplüğe gönderilecek.