Dünyaca ünlü Amerikalı yazar, gazeteci ve ideolog James Petras, Türkiye’de gerçekleştirilen Rus Büyükelçi Suikasti üzerine bir yazı kaleme aldı. Petras, yazısında Obama’nın politikalarını eleştirerek, Rus Büyükelçisinin cinayetinin bir suikastler döngüsünün başlangıcı olduğuna dikkat çekti.
Yazının tamamı ise şöyle:
Bir Suikastin Portresi: Obama’nın İntikamı
Bir Suikastin Portresi: Obama’nın İntikamı
Türkiye’nin Rusya Büyükelçisi’nin suikastına yön veren olaylar uzun ve acı dolu bir yol izliyor.
[Bu cinayetin]* başlangıcı ve sonu, başkan Obama’nın yoğun propaganda ve yaptırımlarla askeri olarak Rusya’yı kuşatması ve itibarsızlaştırması girişiminde yatmaktadır. Obama, Rusya sınırlarında askeri üsler kurdu, Ukrayna’da bir hükümet darbesi örgütledi, Libya ve Suriye’de Rusya’nın müttefiklerine yönelik şiddetli saldırılar başlattı ve Rusya’nın Asya’daki müttefiki Çin’i kuşattı.
Obama, Rusya’nın Suriye’deki üslerini yok etmek üzere Suriye’yi işgal eden paralı teröristleri finanse etmek, Suriye’ye özel kuvvetler ve silah göndermek için Türkiye, Avrupa Birliği, Suudi Arabistan, İsrail ve Baltık ve Balkan ülkelerindeki kukla rejimleri tertip etti.
Obama’nın Rus karşıtı mirasının merkezinde ABD Dışişleri eski bakanı Hilary Clinton’ın ABD başkanı seçilmesini garantiye almak vardı. Obama Rusya’yı geriletmek için Clinton ile beş yıl çalıştı. Devamında, Donald Trump’ı yenmek için Clinton’un seçim kampanyasında birlikte çalıştı. Çünkü Donald Trump, Rus karşıtı kampanyaya karşıydı.
Seçim kampanyası Trump’ın lehine ilerlemeye başlayınca Obama seçim sürecine müdahale etmesi için yüzünü istihbarat örgütüne (CİA) döndü. Obama bu defa Clinton’ın seçilmesini güvenceye alma ve Rusya’nın seçilmiş başkanını (Vladimir Putin) alaşağı etmeye yönelik çabalarını daha da artırarak Trump ile çalışan Rus bilgisayar korsanlarının Clinton’ın yasadışı yazışmalarını ifşasına yönelik yoğun bir kampanya [kara propaganda] icat etti/uydurdu.
Trump’ın Clinton’ı yenmesi Obama’nın Putin’i alaşağı etme çabaları çerçevesinde stratejik bir kayıptı. Obama buna karşılık 1950’lerin başından buyana Rusya’ya karşı en yoğun ve düşmanca yapılan ani propaganda saldırısını başlattı. ABD medyası yedi gün yirmi dört saat ABD seçim sistemine Rusya’nın nüfuz etmesini, ABD demokrasisinin yok edilmesini, ABD başkanlık seçimi sonuçlarının belirlenmesinde Trump ve Putin’in kararlı işbirliğini olduğunu iddia ediyordu.
Akademisyenler, gazeteciler, CİA ve istihbarat servislerinin geri kalanı Trump karşıtı ve Rusya karşıtı kampanya çerçevesinde çalıştırıldılar.
Obama’nın Trump karşıtı kampanyası başarısız oldu. Oyların yeniden sayılması ve başkanı seçecek Seçiciler Kurulu manevraları suya düştü.** Mahkemeler, seçim işlerini yürüten resmi makamları ve seçmenler Clinton-Obama ikilisi aleyhine karar verdiler.
Savaşlarda ve seçimlerde kaydettiği bir dizi stratejik yenilgi Obama’yı akli dengesizlik noktasına getirdi. Irak ve Afganistan’ın işgali uzatmalı da olsa kaybedilmiş savaşlarla sonuçlandı. Libya’ya müdahale bitmeyen savaşlara yol açtı. İsrail ve onun ABD’deki hempaları milyarlarca dolarlık bağışı ve yüksek mevkilerdeki Siyonistlerin atanmasını garantileyerek Obama’yı avuçlarında oynattılar, aşağıladılar ve rezil ettiler. Obama’nın Rusya’ya karşı çevreleme ve yaptırımlar uygulama politikası Putin’in başkanlığının altını oymada başarısız oldu.
Obama başarısızlıklar, yenilgiler ve utanç dolu bir mirasla başbaşa kaldı.
Trump’ın zaferi ve Halep’te Rusya-Suriye askeri başarısı Obama’nın şaftını kaydırdı. Obama kendi başarısızlıklardan dolayı Rusya’yı suçlayıp, Trump’ı seçenlerin oylarını bütünüyle görmezden geldi. Clinton’ın yenilgisini doğrulayan elle yapılan yeniden sayımları ve mahkeme kararlarını savsakladı. Obama’nın şantajı ve Seçiciler Kurulu tehdidi Seçiciler Kurulu’nun oylarının sonucunu değiştirmeye yetmedi.*** Bu süreçte çıkarılan sokak kargaşaları ve Trump’ı azletme çağrıları da ilgi görmedi.
Obama, derinlerde Rusların kontrolü ele geçirdiği paranoyasına sarılarak, gerçeği kabullenmedi.
Obama Rusya’dan intikam alacağını, Rusya’ya misilleme yapacağını ve ölümcül saldırılar yapacağını açık ve üstü örtülü şekilde kamuoyuna açıkladı.
Obama Trump’ın seçilmesini önlemek için hızla hareket etti. Trump hakkında onun göreve başlamasıyla Amerika’nın felç olacağına dair uyduruk bir CİA raporu açıklamaya hazırlandı.
Obama, saldırısını ilave yaptırımlardan suikasta tırmandırarak Rusya’yı vurdu.
Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi bir Türk polisi tarafından suikasta uğradı. Bu polis ABD’nin desteklediği Fethullah Gülen hareketinin bir üyesiydi. Gülenci suikastçı Halep’in ve Halep halkının yıkımında Rusya’yı suçlayarak Obama’nın propagandasını tekrar etti.
ABD medyası katil/Obama’nın katliamdaki haklı gerekçesini tekrarlayıp durdu.
Cinayet ve meşrulaştırılması Obama’nın Rusya’ya gizli ve süratli saldırı yapacağına söz vermesinden birkaç gün sonra yapıldı.
Obama’nın Rusya’ya şiddetli misillemeye başvuracağını ve silahı Putin’in suç ortağına (Trump) çevireceğini sezen Trump buna karşı önlemler almaya karar verdi. Obama’dan kalan gizli servis korumalarını hemen değiştirdi ve yerlerine kendi özel güvenlik korumalarını getirdi.
Sonuç
Olağanüstü tehlikeli zamanlarda yaşıyoruz. Meczupça şiddetle dolu bir başkan kendisine uyumlu bir medyayı ve her emrettiğini yapmaya hazır ve uyumlu bir istihbarat örgütünü yönetmekte. Muhtemelen Rus Büyükelçisi cinayeti şiddetli suikastlar döngüsünün de bir başlangıcı olacaktır. Putin ve Trump kesinlikle buna karşı gerekli savunma önlemlerini alacaklardır.
Yenilgiyi kabullenemeyen psikozlu, hüsrana uğramış, ve başarısız bir başkanla, başkanlığının sona ermesinin hemen öncesinde, en uğursuz döneme giriyoruz.
Not: Parantez içindekiler makaleyi okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak için eklendi.
* Okumayı kolaylaştırmak için çeviren tarafından eklenmiştir.
**[ABD seçim sitemine göre Başkanı ve Başkan Yardımcısını halk doğrudan seçmez. Amerika’da seçimler her dört yılda bir Kasım ayının ilk Pazartesi’ni takip eden Salı günü yapılır. Halk verdiği oylar ile her eyalette Aralık ayının ikinci Çarşambasını takip eden ilk Salı günü Başkanı ve Yardımcısını seçecek olan Seçiciler Kurulu’nu seçer.]
*** [Seçiciler Kurulu 20 Kasım 2016’da toplandı. 8 Kasım’da halkın oyları ile seçilen Seçiciler Kurulunu oluşturan 538 delegenin 306’sı Cumhuriyetçi Partiden seçime girmişti. 20 Aralık 2016 Salı günü bunların 304’u Trump’a, 1 tanesi Ron Paul’a, 1 tanesi de John Kasich’e oy verdi. Seçimlerde 232 Seçici Kurul üyesi çıkaran Demokrat Partili Hilary Clinton’ın ise kendi çıkardığı bu 232 Seçici Kurul üyesinin 227’sinin desteğini alabildi. Diğer 5 delegenin oyu Colin Powel ve Bernie Sanders’e gitti. ABD medyası Trump’ın Seçici Kurulda kaybedeceğini yayarken Hilary Clinton daha fazla kaybetti. Donald Trump 304 oyla Başkan seçildi.]James Petras
Kaynakça: http://petras.lahaine.org/?p=2120