Prof. Dr. Korkut Boratav, geçtiğimiz günlerde Ankara İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin düzenlediği “Ekonomik Kriz ve İşçi Sağlığı İş Güvenliği Mücadelesi” başlıklı panelde krizle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Artı Gerçek’ten Derya Okatan’ın haberine göre Mimarlar Odası’nda düzenlenen panelde Boratav, “IMF’nin Nisan’da hazırladığı raporda geçen bütün tedbirlerin meclisten geçen bütçeye konduğunu” söyledi.
Bütçeye göre kamu yatırımları ve sosyal güvenlik harcamalarının kısılacağını belirten Boratav, kıdem tazminatı değişikliğinin yeniden gündeme getirileceğini, bireysel emeklilik sisteminin yaygınlaştırılacağını ve kaçışın zorlanacağını söyledi.
İçinden geçtiğimiz krizin, kapitalizme özgü bir kriz olduğunu söyleyen Boratav, krize neden olan diğer sorumlunun da AKP iktidarı olduğunu çünkü finans kapitale teslim olduğunu vurguladı.
İktidarın ilk önceliğinin sermayeyi kurtarma olduğunu belirten Boratav, bankaların batık kredilerinin düzenlenmesi ve konkordato ilanlarını da buna örnek vererek “İşsizlik Sigortası fonu dolaylı yollarla bankalara ve sermayeye aktarılmaktadır.” dedi.
Emekçilerin örgütlü mücadelesi kazanım getirir
Halkın büyük çoğunluğunun emeğiyle geçindiğini ve bu insanların çoğunun krizi tam olarak algılayamadıklarını belirterek “Günlük hayatında algılayanlar da bu olayın kriz olduğunu ve sorumlusunun kendisi dışında olduğunu algılamıyor. Bu algı ekonomik krize karşı işçi sınıfının mücadelesini yok eder, felce uğratır. Bu tespitleri günlük hayatta temas ettiğiniz tüm işçi arkadaşlara anlatmaya çalışın diye tavsiye ediyorum haddim olmayarak” dedi.
Emekçilere bunların anlatılmaması durumunda “kriz yok komplo var”, “hepimiz aynı gemideyiz” algısına sahip olacaklarını ve krizle mücadele etmeyeceklerini ifade eden Boratav, Arjantin’de 2002’de ekonomik krize karşı emekçilerin örgütlü mücadelesine değinerek “Türkiye IMF’ye teslim olurken, Arjantin emekçileri krizin maliyetini üstlenmeyi reddetti ve 3 cumhurbaşkanını istifaya zorladılar. Sonraki cumhurbaşkanı dış borçları sildi, krizin etkilerinin emekçilerin aleyhine dönüşmesini engelledi ama bunu sağlayan o tarihteki emekçilerin örgütlü mücadelesidir. Patronların kaçmasına rağmen fabrikaları çalıştırdılar, sokaklara mahallelere hâkim oldular. Aynı dönemde Türkiye’den daha yüksek bir büyüme hızı sağladılar.” dedi.