2025’e Girerken: Mücadeleyle ve Umutla

2024 yılı, halkımız ve dünya için acılarla dolu bir yıl oldu. Ülkemizde yoksulluk, istibdat yönetiminin dayattığı anti-demokratik yasaklarla daha da derinleşti. Açıklanan 22.104 liralık asgari ücret, milyonlarca emekçi için açlık sınırının altında, insanca bir yaşamdan uzak bir hayatı dayatıyor. Emeklilerimiz ise yokluk içinde çalışmak zorunda bırakıldı.

Gençler olarak bu karanlık süreçten en çok etkilenenler arasında yer aldık. Geçinmekte, barınmakta ve beslenmekte zorlandığımız; atanamadığımız, eğitimden koparıldığımız ve çalışmak zorunda bırakıldığımız bir yıl geçirdik. Gençlerimiz, ne yazık ki geleceksizlikten dolayı intihara sürüklendi. Hayatlarımızı ve hayallerimizi karartmaya çalışan bu düzen, bizleri umutsuzluğa mahkûm etmek istiyor. Ancak bizler, bu karanlığa teslim olmayacağız.

Dünyada ise emperyalizm, tüm gücüyle bağımsızlık isteyen halklara saldırdığı bir yıl geçirdi. Filistin, Lübnan, Suriye ve Ukrayna başta olmak üzere birçok coğrafyada halklar, ABD önderliğindeki emperyalizm tarafından yıkıma uğradı ve savaşa sürüklendi. Ancak biliyoruz ki zulüm ne kadar büyük olursa olsun, direnen halklar kazanır.

Bu gerçeği, grevi yasaklanan ama yasağı dinlemeyen metal işçilerinin mücadelesinde bir kez daha gördük. Sermayenin dayatmalarına karşı işçi sınıfı boyun eğmedi ve mücadelesiyle direnişin kazanımları olabileceğini gösterdi. Bu direniş, biz gençler için de bir umut ışığı oldu.

2025’e girerken üzerimize düşen görev açıktır: Cumhuriyetimizi, laikliğimizi ve bağımsızlığımızı savunarak daha güçlü bir örgütlülük inşa etmeli, mücadeleyi yükseltmeliyiz. Aksi takdirde, sermayenin, gerici tarikatların, Erdoğan iktidarının ve dünya çapında emperyalizmin saldırılarına karşı daha da gerilemek zorunda kalacağız.

Unutmayalım ki karanlığın en yoğun olduğu an, şafağa en yakın andır. 2025, örgütlü mücadelenin ve dayanışmanın yılı olsun. Daha özgür ve barış dolu bir dünya için; omuz omuza, mücadeleye!

Yeni yılımız mücadeleyle ve umutla dolu olsun!