22 Mayıs Pazar günü Kadıköy’de büromuzda İlerici Gençlik söyleşilerinin ikincisini “-Sessiz İstila- değil, Sessiz Sömürü!” başlığıyla gerçekleştirdik.
Yenidünya Gazetesi yazarı Onur Balcı’nın ve İlerici Gençler adına İbrahim Polat arkadaşımızın konuşmasıyla Türkiye’de ve dünyada mülteci konusunu emperyalizm ve ırkçılık ile ilişkisini vurgulayarak ele aldık.
Etkinliğimizde, İbrahim arkadaşımız göçün ve mülteci olmanın nedenlerine dikkat çekerek bunun temelinde yatan sebebin emperyalizm koşullarında ülkelerin eşitsiz gelişimi olduğunu söyledi. Emperyalist işgal ve yıkımların ise mülteci sayısını gitgide arttırdığına işaret etti. Ayrıca sermayenin mültecileri, göçmenleri ucuz işgücü olarak ağır koşullarda sömürdüğüne dikkat çekti. Siyasi yönetimlerin bu kayıt dışı çalışmaya ses çıkarmayarak sermayenin işçi maaşları üzerinde baskı oluşturmasına destek verdiğini belirtti. Bu yüzden ekonomik kriz ve işsizlikten bunalan kesimlerin öfkesinin ne yazık ki mültecilere yöneldiğini hatırlattı. Mültecilerin, sermayenin doymak bilmeyen kâr hırsını ve siyasi yönetimin beceriksizliğini gizleyen bir paravan olarak kullanıldığını vurguladı.
Yenidünya Gazetesi yazarı Onur Balcı ise; emperyalist devletlerin mültecileri, ülkeleri istikrarsızlaştırmak için bir silah olarak kullandığına dikkat çekerek mültecilerin bu sürecin mağdurları olduğunu hatırlattı. Hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin gerçekçi, insani çözümler sunmaktan uzak olduğunu dile getirdi. Bu durumda ulusal güvenlik kaygısıyla hareket eden kesimlerin mültecileri düşman olarak görmeye başladığını söyledi. Oysa asıl düşmanın emperyalizm olduğu, emperyalizme karşı mücadele eden halklar ve ülkelerle dayanışma yoluyla yeni mülteci hareketlerinin önüne geçilebileceğini vurguladı. Bu bağlamda Suriye ile barışmanın, Suriye toprak bütünlüğünü korumasının, ülkede huzur ve istikrarın kurulmasının hem mülteci sorununda hem de Türkiye’nin ulusal güvenliğinde temel bir adım olduğunu anlattı.
Söyleşimiz, katılımcıların soruları ve katkılarıyla konuyla ilgili taleplerin, çözümlerin tartışılmasıyla devam etti. Emperyalizme karşı mücadele eden halklarla dayanışma; Suriye ile barışma, entegrasyon çalışmalarının başlaması; ekonomik kalkınma için üretim ve yatırım seferberliği mülteci sorununun çözümü için kilit noktalar olarak belirtildi. Ekonomik kalkınmanın dinamosunun kamu sektörü olduğu, merkezi planlı karma ekonomik model esas alınarak toplumcu ekonominin işsizliği çözeceği, bu yolla kalkınma seferberliğine katılan göçmen işçilerin dünya halklarıyla aramızda kopmaz bağlar kurulmasını sağlayacağı vurgulandı.