68 kuşağının devrimci önderlerinden Harun Karadeniz, aramızdan ayrılışının 46. yılında İstanbul’da bulunan mezarı başında anıldı. Ailesi ve 68’liler tarafından düzenlenen anmaya İlerici Gençler Derneği olarak bizler de katıldık.
Saat 17.30’da gerçekleştirilen anmada Harun Karadeniz’in mücadele arkadaşları, dostları ve öğrencileri; onun mücadele dolu yaşamından devrimci kişiliğine, örgütlediği eylemlerden insani özelliklerini değin birçok niteliğinden bahsettiler. Yapılan konuşmalarda Harun Karadeniz’in mücadelesinin bugün de yolumuzu aydınlattığı vurgulandı. İGD adına konuşma yapan arkadaşımız, biz gençlerin Harun Karadeniz’i yazdığı kitaplardan, düzenlediği 6. Filo eylemlerinden ve “Özel okullar devletleştirmelidir” kampanyalarından tanıdığımızı belirtti. Ayrıca Harun Karadeniz’in biz gençler için en önemli özelliğinin devrimci gençliğin işçi sınıfıyla yan yana mücadelesinin önemini vurgulaması ve Amerikan emperyalizmine karşı kararlı bir karşı duruş sergilemesinin olduğunu belirtti. Arkadaşımız sözlerini Harun Karadeniz’in bizlere bıraktığı bu öğretiyi ileriye taşımaya söz veriyoruz diyerek sonlandırdı.
Anma Uğur Mumcu’nun Harun Karadeniz’e ithafen yazdığı şiirin okunmasıyla sona erdi. Bizler ölümünün 46. Yılında Harun Karadeniz’i bir kez daha saygı ve özlemle anıyoruz. Boz Mehmet’in dediği gibi “Mücadeleye devam zaferimizin teminatıdır!”
Harun Karadeniz’in yaşamı
Bundan 32 yıl önce hayatını kaybeden Harun Karadeniz, 1942’de Giresun’da fakir bir çiftçi çocuğu olarak dünyaya geldi. 1952’de, köyde daha fazla geçinemedikleri için Karadeniz ailesi Samsun’a taşındı ve Harun liseye orada başladı. 1962’de İTÜ inşaat fakültesine girdi. Artık Harun için değişim başlamıştı.
Üniversitenin ilk yılları Harun için politikayla tanışma süreci gibiydi. Hızlı bir şekilde politikleşip eylemlerde yer aldı. İTÜ İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyeti Başkanlığı ve İTÜ Talebe Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Bu dönemde Üniversitede gazoz yasaklama eylemleri gerçekleştirildi. Gelişmeler Harun’u başka bir insana dönüştürdü. “Harun sen sağcı bir gençtin, nasıl ve neler oldu da bu noktaya geldin! Ve burjuvazi senin hakkında elliye yakın dava açtı ve senin için 150 yılı aşan hapis cezası istedi, ne nasıl gelişti de bu sonuç çıktı” diye soran Karadeniz neden sosyalist olduğunun cevabını ise belki de verilebilecek en sade şekilde gene kendisi veriyordu “Ben sadece yurt sorunlarıyla ilgilendim.”
Ülkenin sorunlarıyla ilgilenmeye başlayan Harun için artık politikleşme süreci başlamıştı. Yaşanan sorunların ve krizlerin ekonomik kaynaklı olduğunu ve onurlu bir geleceğe ancak sosyalist bir ekonomiyle ulaşabileceğini gören Harun, sosyalizme yaklaşmaya başladı ve Fikir Kulüpleri Federasyonuna üye oldu. İlerleyen süreçte TİP’le tanıştı.
Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan “Özel okullar devletleştirmelidir” yürüyüşünde yer aldı ve kampanyasında etkin rol oynadı. Eğitim sistemindeki reformları gerçekleştirmek için yapılan üniversite işgallerinden biri olan İTÜ’nün işgalinde öncü oldu.
Grev halinde olan Derby’de işgalin başlamasında işçilerin yanında İTÜ öğrencileri olarak yer aldılar. O dönem Vietnam’da görev almış Robert W. Kommer Türkiye’nin Amerikan Büyükelçiliğine tayin edildi. Bunun üzerine Türkiye’de Kommer protestoları başladı. Ankara’da Kommer’in arabasının yakılmasından sonra İstanbul’da bayrak yakma eylemleri başladı. Bu eylemlerle Kommer’in geri alınmasını sağladılar. “Onlar Ortak Biz Pazar İşte Size Ortak Pazar” sloganıyla montaj sanayi ve ortak pazara hayır kampanyaları düzenlediler. 6. Filonun protestolarında etkin rol oynadı. Filo eylemlerinde yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu’nu kaybetti.
O dönemde, dönemin öğrenci liderleriyle ve yakın arkadaşlarıyla fikir ayrılığına düştü. Gençlik hareketlerinin sınıf hareketinden bağımsız olamayacağını söylüyordu. Öğrenci eylemlerini emekçilerle buluşturmak için yoğun çaba sarf ediyordu. Bu yönüyle çoğu gençlik liderlerinden çok daha ileriye gitti.
Polise taş attığı ve öğrencileri kışkırttığı gerekçesiyle göz altına alındı. TKP ve DEV-GENÇ davasından yargılandı. Uzun süre yurt dışında tedavi görmesi gerektiğini bildiren raporlara rağmen cezaevinde tutuldu. Yurt dışına çıkabilir izni çıktığında ise artık her şey için çok geçti. İlk önce kolunu kaybeden Karadeniz 15 Ağustos 1975 günü İstanbul’da yaşamını yitirdi.
“Olaylı yıllar ve Gençlik”, “Eğitim Üretim İçindir”, “Devrimcinin Sözlüğü”, “Yaşamımdan Acı Dilimler”, “Kapitalsiz Kapitaller” gibi dönemi anlatan ve teorik kitapları kaleme aldı. Öğrendiklerini kitlelere anlatmayı kendine iş edinmiş ve tüm yaşamını sosyalizmi kitlelerle buluşturmak için adamıştır.