Bugün 8 Mart. Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Sosyal medyada bolca 8 Mart kutlaması görüyoruz. Kimileri 8 Mart’ın tarihçesini yok sayan sadece “Kadınlar Günü”ne indirgeyen kimileri 8 Mart’ı çıkışıyla birlikte anımsatan. Sokaklarda ise kimisi kadınların eşitlik talebini gören afişler, kimisi ise göstermelik kutlama mesajları aynı göstermelik alınan çiçekler gibi.
8 Mart eylemlerinde bu yıl neler oldu?
Bu 8 Mart’ta ise kadınlar her yıl olduğu gibi sokaklarda oldular ve olacaklar. İstanbul’da 6 Mart’ta İKD (İlerici Kadınlar Derneği)’nin de örgütleyicisi olduğu mitinge izin çıkmadı. 8 Mart’ı kutlamak ve kadın mücadelesini yükseltmek isteyen kadınlar plastik mermiye, biber gazına, sürüklenerek insanlık dışı bir şekilde yapılan gözaltılara maruz kaldı. Ancak tüm engellemelere rağmen her yer 8 Mart alanı oldu ve yüzlerce kadın uzun arbedelerin ardından Bahariye’de biraraya geldi.
Benzeri engellemeler İstanbul’daki kadar olmasa da Ankara’da da yaşandı. Her yıl 8 Mart’ta sokaklara çıkan kadınlar engellemelerle yasaklarla karşılaştı. Fakat “Vardık, varız ve var olacağız” diyen kadınlar birçok kentte Rosa Lüksemburg’un, Klara Zetkin’in açtığı yolda yürüdüler.
Bir yandan 8 Mart eylemlerine yapılan saldırılar bir yandan sermaye gruplarının yaptığı göstermelik kutlamalar…Bu noktada 8 Mart’ın tarihçesine bakmak faydalı olacaktır.
8 Mart’ın tarihçesi*
İkinci Enternasyonel bünyesinde 17 Ağustos 1907’de Stutgrat’ta “Birinci Uluslararası Kadın Konferansı” toplanır ve bu konferansta “Uluslararası Kadın Sekretaryasını” oluşturulur. Bu görevi 1917 yılına kadar Klara Zetkin yürütmüştür. Konferansta alınan kararların tümü, kadının toplumsal hayattaki eşitliği ve iktisadi alandaki eşitliğini şiar edinmiştir ve kadınlara ayrımsız oy hakkı istenmiştir. Bir diğer karar ise “Eşitlik” adını taşıyan bir kadın gazetesinin yayımlanması olmuştur. Gazetenin editörlüğüne Klara Zetkin seçilmiştir.
İkinci Enternasyole bağlı gerçekleşen “İkinci Uluslararası Kadın Konferansı” 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhag’da yapıldı. Bu konferansın gündemi ve kararları olarak; kadın işçilere günde 8 saatlik çalışma süresi, hamile kadın işçilere doğumdan önce 8 hafta doğum izni, emziren kadınlara süt izni, işsiz kadınlara sosyal güvenlik yardımı, 12 yaş altı çocukların çalıştırılmasının yasaklanması talepleri öne sürüldü. Konferansın diğer bir gündemi ise burjuva kadın hareketinin talep ettiği oy hakkından farklı olarak, proleter kadınların oy hakkının gözetilmesi gerekliliği öne çıkmıştır.
Emekçi Kadınlar Günü
İkinci Uluslararası Kadın Konferansı’nda Klara Zetkin, her yıl uluslararası çapta sosyalist kadınların bir kadınlar günü olmasını önerdi. Sonrasında her ülkede farklı bir tarihte düzensiz olarak kadınlar için bir gün kutlanırolmuştu.
Neden 8 Mart?
8 Mart 1857 New York/Amerika
On binlerce tekstil işçisi kadın, eşit işe eşit ücret, insanca bir yaşam için alanlardaydı. İlk kadın grevi olarak tarihe geçen 8 Mart’ta patronların fabrikayı ateşe vermesi sonucu vahşice katledildiler. Bundan tam 51 yıl sonra 8 Mart 1908’de kadınlar yine aynı taleplerle alanlardaydı. Klara Zetkin önerisiyle 1910 yılında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ilan ederek dünyanın her yerinde özgürlük için mücadele veren kadınların ışığı oldu.”
Türkiye’de 8 Mart
Biz emekçi kadınlar hala düşük ücret fazla emek mantığıyla çalışıyoruz. Ucuz iş gücü olarak görülüyoruz. Emeğimiz kat ve kat sömürülmeye çalışılıyor. Üstelik bir de patronlarımızın, müdürlerimizin tacizine uğruyoruz.
Her gün on kadından dördü şiddet görüyor. Başımızdaki sapkın zihniyetli gerici hükümet onlarca kadının katledilmesine kılıflar buluyor. Ayşe Paşalı katlediliyor suçlu gene biz kadınlar oluyoruz çünkü yeterince bağıramıyoruz. Ancak bir iki derken katledilen kadın kardeşlerimiz için çığlık oluyor haykırışlarımız. Özgecan katlediliyor ama bu sefer sessiz bir üçüncü sayfa haberi olmuyor. Onbinlerce kadın oluyoruz alanlara dökülüyoruz. Artık susmuyoruz, sessiz kalmıyoruz.
Biz kadınlar alanlardan ayrılmayacağız. Ermeni, Kürt, Arap, Laz, Türk omuz omuza sokaklarda olacağız. Hep birlikte çekeceğiz halaylarımızı, beraber söyleyeceğiz barış türkülerimizi.
Hepimiz biliyoruz ki 8 Mart kayıplarımıza ağlama, yas tutma günü değildir. Mücadele bayrağımızı her daim en yükseğe taşıyacağız. Her türlü sömürüye karşı haykıracağız. Üzgün değil öfkeliyiz, öfkemizi alanlarda büyütmeye kararlıyız.
*8 Mart’ın tarihçesi İlerici Gençlik Dergisi’nin 34. sayısından alınmıştır.