Laiklik üzerine

laik_akp

Yapılmak istenen yeni anayasada laiklik olacak mı olmayacak mı tartışmalarının yapıldığı bugünlerde TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik zaten yeni anayasada olmamalıdır” sözleri Türkiye’de birçok bölgede halkın tepkisiyle karşılaştı ve tepkiler sürüyor.

Tam da bu noktada laiklik üzerine urundergisi.com’da 2008’de çıkan yazıdan bir kesiti sizlerle paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyoruz.

“Laiklik
Laiklik, en yalın anlatımıyla egemenliğin kaynağının gökyüzünden yeryüzüne inmesi, egemenliğin “doğaüstü” ve “insanüstü”den koparılıp insan toplumuna devredilmesidir. Buna bağlı olarak, laiklikte kamusal otoritenin kaynağı asla din olamaz; din kuralları devlet işleri ile eğitim/öğretim alanlarının dışında tutulur.

Dinin devletin ve eğitim/öğretim kurumlarının dışında tutulması, tapınağın devletten ve eğitim/öğretimin tapınaktan ayrılması laikliğin birinci ilkesidir. Bütün dinsel/ruhanî kurum ve kuruluşlar devletten ve eğitim/öğretim kurumlarından ayrılır ve dernek kurma özgürlüğü çerçevesinde sadece o dine inananların oluşturduğu cemaatin/topluluğun kurum ve kuruluşu olarak işlemeye başlar.

Devletin, dini ayakta tutmak için mali kaynak sağlamaması; dinin bütün finansmanının o dine inananlar tarafından sağlanması laikliğin ikinci ilkesidir. Bütün toplumun ortak kesesinden dine bütçe ayrılmaz.

Devletin dinin iç işleyişi konusunda yasa çıkarmaması, inanç ve ayinler konusunda emir ve talimat vermemesi, “doğru din”i öğretmeye kalkmaması, bu konuları bizzat o dine inananlar tarafından seçilmiş din görevlilerine bırakması laikliğin üçüncü ilkesidir. Sırf dinsel nitelikteki eğitim, öğretim ve ibadet konuları o dine inananlarının oluşturduğu cemaatin/topluluğun kendi içinde kararlaştıracağı ve yürüteceği işler olarak kabul edilir ve vicdan özgürlüğü kesin olarak sağlanır.

Devletin, yurttaşlar arasında din, mezhep veya inanç temelinde ayrım yapmaması, dinler, mezhepler ve inançlar arasındaki anlaşmazlıklarda taraf olmaması laikliğin dördüncü ilkesidir.

Devletin, din görevlilerinin siyasal toplum üzerinde toplumsal barışı tehlikeye düşürebilecek her türlü etkide bulunmasını önlemesi ve aynı şekilde, farklı dinler, mezhepler ve inançlar arasındaki anlaşmazlıkların toplumsal barışı tehlikeye düşürmesini engellemesi laikliğin beşinci ilkesidir.

Laikliğin birbirine organik olarak bağlı bu beş ilkesi, toplumsal grup ve bireylerin dinsel dogmaların baskısından kurtulmuş bir şekilde barış içinde ortak olarak yaşamalarının vazgeçilmez temelidir.”

Kaynakça: http://www.urundergisi.com/makaleler.php?ID=1653&page=2