1 Ağustos 2009 pazartesi sabahı İstanbul’dan Ankara’ya, Mersin’den İzmir’e, Kütahya’dan Çorum’a Bursa’dan Isparta’ya kadar Türkiye’nin birçok ilinden İlerici Gençler Birleşik Metal ışçileri Sendikası”na ait olan ve Balıkesir Gönen’de bulunan Kemal Türkler Eğitim ve Tatil Tesisi’nde 2. İlerici Gençlik Yaz Kampı’nda yorucu bir yılın ardından hep birlikte tartışmak, paylaşmak ve eğlenmek için buluştu.’,
Kampta birinci gün
Ağustos sabahının erken saatlerinde kamp yerine vardık. Hoş sohbetlerin yapıldığı sabah kahvaltısının ardından odalara yerleşildi. Yolun yorgunluğu bir nebze de olsa atıldıktan sonra kampın açılışı için konferans salonunda toplandık. Açılış konuşmasında kampımızın, yıl içerisinde yanyana geldiğimiz çeşitli eylem ve etkinliklerden farklı olarak kollektif üretim, tartışma ve eğlenme ortamı sağladığı, kampın gücünün ve öneminin burada olduğu vurgulandı. Ardından kamp programıyla ilgili bilgiler verildi ve kamp yerine dair uyarılar yapıldı. Ayrıca kampımıza TKP emektarı Bekir Karayel ve eşi Meryem Karayel de katıldı.
Akşam saat 17.00’da konferans salonunda “Dünden Yarına İlerici Gençlik Mücadelesinde Güncel Durum” başlıklı ilk panelimizi gerçekleştirdik. Merve ve Onur arkadaşımızın sunduğu panelde ilerici gençliğin tarihi ve bugünkü durumuyla ilgili bilgilendirme yapıldı. İlerici gençliğin çok köklü bir tarihe sahip olduğu, işçi sınıfının önderliğinde yapılacak devrimin mücadelesinde ilerici gençliğin rolünün önemi üzerinde duruldu. Soru cevap bölümünün de canlı geçtiği bir panel oldu. Ayrıca panelimizde Bekir Karayel de söz alarak kendi deneyimini paylaştı ve ilerici gençliğin gerçekleştirdiği organizasyonlardaki başarısı ve önemi üzerine kısa bir konuşma yaptı.
Panelin ardından akşam yemeği için yemekhanede toplandık. Akşam yemeğinden sonra tesisin çay bahçesinde yapılan, tesisin de konuklarının katıldığı, arkadaşlarımızın yaptığı güzel bir müzik dinletisiyle kampın birinci günü sona erdi.
Kampta ikinci gün
Sabah 07.30’da Fatma ve Baran arkadaşımız güne hazırlanabilmek ve sabah kahvaltısını yapmak için, herkesin kapısını tek tek çalarak, hepimizi uyandırdı. Sabah yapılan rutin işlerin ardından konferans salonunda toplandık.
Kampın ikinci panelinin konusu “Latin Amerika’dan Ortadoğuya Yükselen Devrimci Dalga” idi. Fethiye ve Rıza arkadaşımızın sunduğu panelde uzun ve verimli tartışmalar yapıldı. Panel iki kısım olarak anlatıldı. ılk kısımda devrimci dalganın neden Latin Amerika’dan ve Ortadoğu”dan yükseldiği, Latin Amerika’daki sol ve özellikle Küba’nın, Venezüella’nın ve Bolivya’nın bugünkü durumu üzerine konuşuldu. Ortadoğu kısmında ise Irak, ıran, Lübnan, Mısır gibi Ortadoğu ülkelerinin bugünkü durumları ve bu ülkelerdeki solun içinde bulunduğu sürece değinildi.
Öğle yemeğinin ardından İlerici Sanat Atölyesinde toplandık. Atölye çalışmasında; sanat ilerici midir sorusuna yanıt verilerek sanatın özü gereği ilerici olması gerektiği belirtildi. Atölye çalışmasında ayrıca bizim kendi sanatımızı neden ilerici olarak nitelendirdiğimiz ve bugün Türkiye’deki sanatın durumu üzerine tartışıldı. Atölye çalışmasının ardından en kısa zamanda ilerici sanat atölyesi olarak yapılan tartışmalarla ilgili bir bildiri yayınlanacağı duyuruldu.
Akşam saat 17.30’da “Kriz Varsa Çare Var: Sosyalizm” başlıklı üçüncü paneli gerçekleştirdik. şener ve Murat arkadaşımız kapitalizmin krizinin nasıl bir şey olduğuna, sosyalizmin temelinde neyi ifade ettiğine ve bugün kitlelere “kapitalizme karşı neden sosyalizm?” yerine “neden sosyalizm değil?” sorusunu sormak gerektiği vurgulandı. Soru cevap bölümünde kapitalizmin krizinin sonuçları karşı ilerici gençliğin neler yapabileceği üzerine fikir alış verişlerinin yapıldığı, yoğun tartışmaların olduğu, koyulan sürenin de bir hayli aşıldığı bir panel oldu.
Dolu dolu geçirilen bir günün ardından akşam 21.30’da “Ateşin Ortasında (Catch a fire)” adlı film seyredildi. Ateşin Ortasın’da Güney Afrika’nın ırk ayrımıyla çalkalandığı bir dönemde yürürtülen mücadele ve sabotajları anlatırken bir yandan da mücadelenin sonucunda “kazanılamayanları” anlatan gerilim dolu bir film. Birbirine düşman olmuş bir ülke halkının öyküsünü anlatıyor. Filmin ardından herkes uyumak için odasına çekildi. Böylece yoğun geçen bir kamp günü daha sona erdi.
Kampta üçüncü gün
Diğer günler de olduğu gibi bu gün de güne erken başlandı. Sabah erken saatlerde kalkıp, iyi bir kahvaltının ardından herkes serbest zamanını çeşitli etkinliklerle değerlendirdi. Kimisi havuz kenarında, kimisi atölyede kimi de voleybol maçında bu zamanını değerlendirdi.
Serbest zamanın ardından saat 10.30’da “Gündelik Yaşamda Gençliğin Sorunları” başlıklı dördüncü paneli Ayşe ve Murat arkadaşımız sundu. Panelde gençliğin gündelik yaşamdaki sorunlarının sosyalizm mücadelesinde önemli bir rolü olduğuna, iletişimde empati kurmanın önemine; aşk, sevgi, özgürlük kavramlarını nasıl tanımladığımıza ve yaşamımızda nasıl bir yer ve öneme sahip olduğuna, yeni insanın nasıl olduğuna dair konuşuldu. Soru cevap bölümünde katılım yoğun oldu. Yeni insan üzerine daha çok söz alındı. Bazı arkadaşlarımız da örgütlü yaşamın kişisel gelişimindeki önemi üzerine katkılarda bulundu. Soruların sorulduğu, katkıların yapıldığı bir panel daha sona erdi. Panelin ardından öğle yemeğine geçildi.
Öğle yemeğinin sonunda “Kadın Mücadelesinde Erkeğin Rolü” başlıklı atölye çalışması gerçekleştirildi. Kadın mücadelesinin kadın ve erkeğin el ele birlikte hareket etmesi gerektiği; kadın sorununun erkeklerin sorunu da olduğu üzerine konuşuldu. Erkek arkadaşlarımızın da yoğun ilgi gösterdiği bir atölye çalışması oldu.
Serbest zamanın ardından saat 18.00’da “Türkiye Nereye” adlı beşinci panelimiz başladı. Arkadaşımız Onur bize Türkiye’nin bugüne kadar geçirdiği politik süreçleri aktardı. Türkiye’nin egemen sınıf yapısının ne olduğuna; Milliyetçi-Türkçü anlayış, ıslami anlayış ve Batıcı anlayışı tarihsel süreçleri içerisinde ele alındı. Devrimci hareketlerin ve Kürt hareketinin tarihsel süreci de anlatılarak bugünkü durumları ortaya koyuldu. Soru cevap bölümünün de hareketli geçtiği bir panelin bitiminden sonra akşam yemeği yenildi.
Akşam yemeğinin ardından saat 21.00’da sürpriz oyunu oynadık. Sendikalarda işçilerin oynadığı bir oyundu. Herkesi hem eğlendiren hem de düşünmesini sağlayan bir oyun oldu.
Oyunumuzun ardından sahilde ay ışığının altında kamp ateşi yaktık. Kamp ateşimizle gecenin karanlığını aydınlattık ve türkülerimizle de gecenin sessizliğini bozduk. Zılgıtlar eşliğinde ateşin başında halaylar çektik. Kampın son gecesinde tesislerde kalan diğer konuklar da bizimleydi.
Kampa veda günü
Sabah erkenden kalkıp son kez birlikte kahvaltı etmek için yemekhane önünde sıraya girdik. Birlikte yaptığımız son kahvaltının ardından yolculuk için hazırlandık.
Kampın son ve altıncı paneli, “Ekim Devrimi ve Sovyet Deneyimi” idi. Yetgül ve Onur arkadaşımızın sunduğu panelde Ekim Devrimi’nin nasıl gerçekleştiği ve Ekim Devrimi’nin tarihsel süreci anlatıldı. Sovyetlerin yıkılmasının getirdiği sonuçlar ele alındı. Belirlenen sürenin fazlasıyla aşıldığı canlı bir soru cevap bölümünün ardından öğle yemeği yenildi.
Kampımızın son günü satranç turnuvasının finali de gerçekleştirildi. Satranç turnuvasının birincisi, hiç eskimeyen genç komünist Bekir amcamızı yenerek ılkin arkadaşımız oldu.
Öğle yemeğinin ve yapılan serbest zaman etkinliklerinin ardından kapanış konuşması için toplantı salonunda tekrar toplandık. Kısa bir kapanış konuşmasının ardından herkes birbirine sarılıp veda ederek, otobüslerine bindi.