14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlere 18 gün kaldı. Bu seçimin Türkiye halkı açısından çok kritik bir öneme sahip olduğunu biliyoruz.
21 yıllık AKP iktidarı vurguncu, gerici bir istibdat rejimine dönüşmüş durumda. Ortaçağ özlemcisi Erdoğan iktidarı ülkemizi ekonomik ve sosyal pek çok açıdan günden güne daha geriye düşürdü. Cumhuriyetin ve laikliğin temellerini oydu. Tek kişi yönetimiyle demokrasinin ayaklar altına alındığı, hukuk, eğitim, sanayi ve tarım gibi pek çok alanda hizmet veren kurumların yozlaştırıldığı, liyakatsizliğin ve yolsuzluğun, işsizliğin ve yoksulluğun had safhada olduğu, vatanımızın emperyalizmin kuşatması ve saldırısı altında olduğu bir tablo var karşımızda.
Bu tablonun esas sorumlusu olan ve Cumhur İttifakının ana gücünü oluşturan AKP, MHP ve BBP ile ittifak oluşturarak Tayyip Erdoğan’ı ortak aday olarak gösterdi. Milletvekili seçimlerine AKP listelerinden giren HÜDA PAR ve DSP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı.
Gençlik birleşik halk hükûmeti istiyor
İstibdada son vermek, emperyalizmin saldırısını durdurmak, işbirlikçi kapitalist oligarşinin vurgunculuğunu kırıp işsizliğe ve pahalılığa son vermek için halkın tüm kesimlerini temsil eden demokratik bir meclise hesap veren ulusal demokratik iktidara, birleşik halk hükûmetine, ulusal birlik hükûmetine ihtiyacımız var.
Ne var ki bu hükûmetin temel gücünü oluşturması beklenen sosyalist, devrimci demokrat, reformcu demokrat, ilerici ve yurtsever güçler hem cumhurbaşkanı seçimine hem milletvekili seçimine dağınık ve bölük pörçük giriyor. Sosyalist partilerin bir bölümü birkaç milletvekili ve dar parti çıkarları için emperyalizmle ve gericilikle işbirliği yapmaktan çekinmeyen HDP’nin ana gücünü oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakına katıldı. Bir bölümü ise bütün ulusal demokratik güçleri bir araya getirmek şöyle dursun sosyalist partileri bile bir araya getirmekten uzak bir oldu bitti ile derme çatma güç birliği oluşturdu.
Ulusal demokratik güçlerin dağınık ve bölük pörçük girdiği 14 Mayıs seçimlerinde istibdada karşı mücadele eden ilerici yurtsever halkın ana öbeği Millet İttifakının esas gücünü oluşturan CHP’yi umut olarak görüyor. Ulusal kurtuluş savaşının ve Cumhuriyet devriminin yönetici partisi CHP sola değil sağa açılma politikası izledi, kendini emekçi halka değil, emperyalizme ve işbirlikçi oligarşiye beğendirme sevdasına tutuldu. Emperyalizmin ve işbirlikçi kapitalist oligarşinin Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yaptırmama ve CHP’yi “AKP’siz AKP” politikasının uysal hamalı olarak kullanma politikasını ilerici yurtsever güçlerin ortak tepkisiyle savuşturmayı başaran CHP, bir yandan halk yararına vaatler verirken bir yandan da zamanında Erdoğan-AKP iktidarının icraatlarında anahtar rol üstlenen sağcı partilerin yöneticilerine cumhurbaşkanı yardımcılıkları ve bakanlıklar verme taahhüdünde bulunuyor. Memleket Partisinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, bir önceki cumhurbaşkanı seçiminde adayı olduğu CHP’yi yıpratma politikası güdüyor. DSP, kendini AKP’nin listesine atarken halkın istibdada karşı mücadelesini Ortaçağ gericiliğinin kavram dağarcığından alınma “küffarlık” kavramıyla karalıyor.
İstibdada son vermek için
Gerek emperyalist-kapitalist sömürü ve saldırılar gerek dinci, tarikatçı, vurguncu AKP iktidarının saldırılarının olduğu bir ortamda sosyalist, devrimci, demokratik ve ilerici yurtsever güç birliği oluşturulamamış durumda.
İlerici Gençlik olarak; bütün ulusal, demokratik, ilerici güçlerin birliğini savunuyoruz. İstibdada, emperyalizme, orta çağ kalıntısı gericiliğe, işsizliğe, yoksulluğa son vermek için ulusal demokratik birlik hükûmetine ihtiyacımız olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz.
Bu bağlamda sosyalist, devrimci, demokrat, ilerici bütün güçleri destekliyor ve önümüzdeki seçim sürecinde de ilerici yurtsever halk muhalefetini temsil eden CHP ve Kılıçdaroğlu’nu ve vaatlerini takip ediyor olacağız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na, milletvekili seçiminde CHP’ye oy vereceğiz.
Ancak CHP yönetiminin emperyalizm, NATO, İMF, TÜSİAD, tarikatlar ve bölücü hareket konusundaki yaklaşımını kesinlikle görmezden gelmiyoruz bu tutumun, gençlik ve işçi sınıfı mücadelesini güçlendirerek; liseli, üniversiteli, işçi gençlerle, şehir ve köy emekçileriyle, ilerici yurtsever halka birleşerek üstesinden geleceğiz.
Tek kişi yönetimine, istibdada, emperyalist ve kapitalist sömürüye son verene kadar Vatan Cumhuriyet Emek mücadelemizi sürdüreceğiz!