Bugün, emperyalist İngiliz ve Fransız donanmasını yenilgiye uğrattığımız Çanakkale Zaferi’nin 109. yılını kutluyoruz.
Emperyalist işgalcilere karşı savaşan halkımız; Çanakkale Zaferi’nin ektiği bilinç ve örgütlenme tohumlarıyla Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştırdı.
Emperyalist ordularının saldırılarına karşı işçiler, köylüler, kadınlar, gençler kısacası halkın her kesiminin bir araya gelerek gösterdiği direniş emperyalizmin yenilmezliği efsanesinin de çökmesini sağladı. Bu açıdan Çanakkale Zaferi aynı zamanda tüm ezilen halkların emperyalist güçlere karşı verdiği mücadeleye de bir ilham kaynağı olmuştur. Toplumun her kesimi, halkımızın kendi kaderini tayin etme hakkı için mücadele etmiş ve bu mücadele, emperyalizmin hegemonyasına büyük bir darbe vurur hale gelmiştir. Dolayısıyla Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda yenilen ve işgale uğrayan Türkiye’nin sömürgeci işgale karşı direnişinin örgütlenmesinde de Çanakkale’deki zaferin etkisi su götürmez bir gerçektir.
Emperyalistler geriliyor
18 Mart yalnızca geçmişteki bir zaferin anması değildir, aynı zamanda bugün ve gelecekte de halkların emperyalizmle mücadelede sergilediği kararlılığı ve dayanışma ruhunu hatırlatıyor bizlere.
ABD ve NATO çevresinde toplanan emperyalist blok bugün de bağımsızlığa, eşitliğe, emeğe değer veren dünya halklarını işgal edebilmek için askeri, ekonomik, politik pek çok açıdan kıskaca almaya çalışıyor. Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürütülen savaş ve İsrail’in mazlum Filistin halkına karşı yürüttüğü savaş ve soykırım, emperyalizmin en öne çıkan saldırılarıdır.
Fakat dünya halkları bu savaş ve saldırılara karşı mücadeleyi yılmadan başarıyla sürdürüyor. Emperyalistler her geçen gün geriliyorlar.
Geçmişte Çanakkale’de olduğu gibi bugün de emperyalizme geçit vermemek için NATO’nun genişlemesine karşı çıkıyor ve NATO’dan ayrılarak bölge halklarının barış ve dayanışma içinde kalkınması gerektiğini söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz!