ABD’de 12 Kasım günü 100’e yakın şehirde binlerce öğrenci ücretsiz eğitim hakkı, öğrenim kredilerinin iptali ve üniversite çalışanlarına saatlik asgari 15 dolar talebiyle eyleme çıkıyor. Eylem “Milyonluk Öğrenci Yürüyüşü” olarak isimlendirildi.
Eylemin örgütleyicilerinden biri olan Keely Mullen US Uncut grubu ile yaptığı görüşmede “Yüksek öğrenim krizde. Şirketleşmiş (ticarileşmiş) yüksek öğrenime karşı kitlesel bir hareket yaratmamız lazım” dedi.
Mullen’in hikayesi de ABD genelindeki milyonlarca öğrenciye benziyor. İş piyasasında kendine yer bulabilmek için üniversite diploması almaya çalışıyor ve bu diplomayı almak içinde çok büyük miktarlarda borç para alıyor. Bir yıldan kısa bir sürede, bankalara 150,000$ borçlanıyor ve aynı sırada iş aramaktan yorulmaya başlıyor. ABD’de öğrencilerin devlet ve özel bankalara olan toplam öğrenim kredisi borçları 1.3 trilyon dolar. Bu miktar ABD’deki herhangi bir borç türünden çok daha fazla. Ortalama bir öğrenci 35,000 dolardan dan fazla kredi borcuyla mezun oluyor.
Mullen verdiği röportajda “Bizler direnmeye hazırız. Boş eller ve boş cüzdanlarla uyandık ve fark ettik ki yetişkinler dünyasına adım atmadan önce borçlarla zincirlenmemeliyiz. Bu yaşadıklarımız bize eğitimin hükümetin ya da sistemin önceliği olmadığını hissettiriyor.” dedi.
Katılımcı örgütlerden biri olan Bernie Kolej Öğrencileri 150’nin üzerinde yerel eylem grubunun olduğunu ve eylemi desteklediklerini açıkladı. Grup, Vermont Senatörü Bernie Sanders’in (Sanders’in başkanlık platformu harçsız üniversite vadediyor) de “Milyonluk Öğrenci Yürüyüşü”ni desteklediğini söylüyorlar. Son olarak Demokrat Parti’nin favori adayı Hillary Clinton kampanyasında “borçsuz” üniversite teklif etti. Fakat organizatörlerden biri olan Elan Axelbank bunu yutmadıklarını belirtti.
Axelbank verdiği demeçte “ Bu, hâlâ ailelerin ceplerindeki parayı gençlerin eğitim masrafları için tüketmesi anlamına geliyor. Şimdi, Wells Fargo ülkedeki en büyük ikinci özel öğrenim kredisi veren bankadır ve aynı zamanda Hillary Clinton’ın en büyük destekçilerinden birisi de bu bankadır. Hillary Clinton gibi şirket politikacıları, kendi seçim kampanyaları bu şirketler tarafından fonlanırken nasıl bizim haklarımızı çiğneyen şirketlerle kapışabilir ki?” diyor.
Eylemin merkezinde örgütleyici olan kitleye bakıldığında eylemin şimdiden planlanandan 4 katı daha büyük olabileceğini gösteriyor. Ayrıca eyleme Amerika Birleşik Devletleri Öğrenci Birliği, Öğrenci İşçi Eylem Projesi, Sosyalist Alternatif, Zincirsiz Okul ve Halk Meclisleri Platformu, Enerji Eylem Koalisyonu gibi bir çok grup da destek veriyor.
Mullen, ayrıca öğrencilerin başarıyla örgütlenen diğer gruplarla birlikte hareket etmeyi planladıklarını, stratejik ortaklıklar kurmaya başladıklarını, velilerin de olacak yeni eylemlerde bu gruplarla birlikte hareket edeceklerini belirtti.
Mullen son olarak “Öğrenci hareketleri sendikalarla, ulusal çapta saatlik asgari ücretin 15 dolara yükseltilmesi mücadelesiyle, zencilerle ve diğer bütün ilerici, sosyal hareketlerle omuz omuza durmalıdır. Başladığımız mücadele kolay ya da hızlı sonuçlanacak bir şey değil. Ama açık ve adil istekler etrafında örgütlenmiş insanların gücü her şeye yetebilecek kuvvete sahiptir.” dedi.
Birleşik bir öğrenci hareketi hepimizin ihtiyacıdır!
Amerika’da bugün gelinen noktada farklı farklı yapılanmalardan çok sayıda öğrencinin bir talep etrafında harekete geçmesi ve birleşik bir mücadele hattı örmesi oldukça kıymetli ve değerlidir. Bu ihtiyaç şüphesiz ki sadece Amerikalı öğrencilerin ihtiyacı değildir. Bu ihtiyaç kapitalizmin sarmalına sıkıştırılmaya çalışılan, emperyalist savaşlarla geleceği tehdit altında tutulan biz gençlerin yani hepimizin ihtiyacıdır.