6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve AKP iktidarının kâr hırsı, ihmalkârlığı, beceriksizliği yüzünden pek çok ilimizde büyük yıkıma ve on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine yol açan büyük depremin üzerinden 7 aydan uzun bir süre geçti. Buna rağmen bölge halkı barınma, ulaşım, eğitim gibi temel ihtiyaçlarına ulaşmakta hâlâ güçlük çekiyor. 2023-2024 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte AKP’nin bu 7 aylık süreci yönetmedeki beceriksizliğinin öğrencilere ve ailelerine yansıyan faturası da böylece ortaya çıktı.
Deprem bölgelerinde öğrencilerin ve öğretmenlerin çoğu hâlâ çadırlarda veya konteynerlerde yaşıyor. Bunun yanı sıra yeni eğitim-öğretim dönemi başlamasına rağmen okulların çoğu hasarlı durumda, eğitim-öğretime açılan okullarda eğitime devam edebilmek ise öğrenciler ve aileleri için ulaşım imkânlarının yetersizliği yüzünden büyük bir problem haline geldi. Asrın felaketinde asrın beceriksizliğini sergileyen bu iktidar bölgede yaşayan halkın ihtiyaçlarını karşılama noktasında açıkça görülüyor ki yetersiz bir tablo çizdi. Aylar öncesinden belli olan bir sürece hazırlanmayan yönetim yüzünden öğrenciler ve aileleri okul yolunda kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor. Üniversitelerde ise yeni dönemin başlamasına çok az bir süre kalmasına rağmen YÖK, yüz yüze ya da çevrimiçi eğitim hakkında bir açıklama yapmayarak üniversite öğrencilerini büyük bir belirsizliğe sürüklüyor.
Halkçı politikalarla yaralar sarılabilir
Böylesine büyük bir afetten sonra halkın yaşadığı sorunlara çözüm bulması ve ihtiyaçlarını karşılaması gereken hükümet görevini yapmak bir yana dursun, aksine eşitsizlikleri daha artırdı, rant temelli politikalardan vazgeçmedi, depremzede halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kaldı. Oysa iktidar belediyelerle, sendikalarla halkla el ele verseydi halkçı politikalar uygulamaya koysaydı deprem bölgesi çok hızlı bir şekilde toparlanabilirdi halkın yarası sarılabilirdi.
Ayrıca Eğitimin anaokullarından üniversite düzeyine kadar özelleştirilmesi, eğitim kadrolarındaki liyakatsiz atamalar vb. uygulamalarla ülkemizde eğitim alanında da büyük bir kayıp ve geriyi gidiş depremle birlikte daha net ortaya çıktı.
Gençler ve öğrenciler olarak bizlere dayatılan bu düzene boyun eğmiyoruz; ücretsiz, bilimsel, laik ve demokratik eğitim hakkımız için var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz! Eline geçen her fırsatta halkı gerici zihniyetine ve bu acımasız kapitalist düzene hapsetmeye çalışanlar ile mücadele etmek için öğrenci, işçi ve çiftçi gençliği; okullarda, fabrikalarda, tarlalarda omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.