Bugün, 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerin 1. yıl dönümü
Depremler nedeniyle merkez üs olan Kahramanmaraş ile birlikte çevredeki 10 il ağır hasar aldı. 8 saat arayla gerçekleşen ve yıkıcı hale dönüşen bu iki depremde, resmi rakamlara göre 53 bin 537 vatandaşımız yaşamını yitirdi. Yine resmi rakamlara göre 107 binden fazla vatandaşımız ise yaralandı. Halkımızı derinden etkileyen bu deprem felaketinde yüzbinlerce bina yıkıldı veya hasar aldı. Milyonlarca vatandaşımız ise bu depremlerden doğrudan etkilendi.
Deprem felaketinin bu kadar ağır insan kaybına neden olması İktidarın yönetememesinin sonucudur.
Vurguncu AKP iktidarı, uzmanların sayısız açıklamalarına, resmi kaynakların raporlarına rağmen ihmalkâr davranarak bölgeyi depreme hazırlama görevini yerine getirmedi. Depremin ardından ise insanlarımıza hızla ulaşma konusunda hazırlıksız yakalandı. Devlet kurumlarını, arama kurtarma ekiplerini ve orduyu hızla harekete geçirmede geç kaldı. Bu da yetmezmiş gibi depremin ardından halkın yardımına koşan belediyeleri, STK’ları, Demokratik kitle örgütlerini ve sade halkın yardım girişimlerini engellemeye çalıştıklarını bile gördük.
İktidar ders almadı
Felaketin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen, depremzedeler hâlâ liyakatsiz, halk düşmanı iktidar tarafından mağdur edilmeye devam ediliyor. Birçok depremzede hâlâ konteynerlerde, kötü koşullarda yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Enkazlar hâlâ kaldırılmış değil, birçok çocuk kayıp, enkazlardan hâlâ cenazeler çıkıyor. Felaketin faillerinden olan müteahhitlerin çoğu ise cezasız kaldı. Failin en büyüğü AKP iktidarı ve yandaşları ise bu acı tablonun içinde hâlâ rant peşinde koşmaya devam ediyor.
Verilen sözler ise yine tutulmadı. Erdoğan, “Amacımız bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Toplamda inşa edeceğimiz konut sayısı 650 bini bulacaktır” demişti. Fakat 1 yıl geçmesine rağmen 40 bin konut dahi afetzedelere teslim edilmiş değil.
Acımız hâlâ tazeyken, Erdoğan geçtiğimiz günlerde Hatay’da yaptığı bir konuşmada şunları söyledi, “merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez” diyerek depremzedeleri adeta tehdit etti. Deprem illerinde seçimi kazanamazsa, yardımların gitmeyeceğini ve o şehirlerin garip ve mahzun bırakılacağını itiraf etti. Bu açıklama; anayasayı, kanunları, yurttaş eşitliğini, devletin yurttaşlar arasında ayrımcılık yapamayacağı ilkesini yok saymaktadır.
Ülkemizin büyük gerçeklerinden biri olan deprem, liyakatsiz kişilerin eliyle ilk defa faciaya dönüştürülmüyor. 6 Şubat Depremleri de dahil olmak üzere ülkemizde afetzede insanlarımızın mağduriyetleri derhal çözülmelidir.
Artık yeter!
Halkımızı açlığa, ölüme ve sefalete mahkum eden bu iktidar yıkılmaya mahkumdur. Kapitalizmin vurgunculuğunu ortadan kaldıracak, yurttaşların yaralarını saracak, ülkeyi kalkındıracak, işçilerin, şehir ve köy emekçilerinin, bütün halkın ortak yönetimine dayalı birleşik halk hükûmeti, ulusal demokratik halk iktidarı kurulmalıdır.