ABD’nin İran’a dönük ambargoyu delmekle suçlanan Rıza Sarraf davasında Türkiye, İran ve Makedonya vatandaşı olan iş adamı Reza Zarrab, ABD’de savcılık ile yaptığı anlaşma kapsamında, davada sanık değil artık tanık olarak yer alıyor.
Amerikalı yargıç Richard Berman, jüri seçiminin yapıldığı oturumda bunun bir ceza davası olduğunu ve eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yanı sıra benzer ya da aynı suçlarla başka isimlere de suçlama yöneltildiğini ancak bu davada bu isimlerin yargılanmayacağını söyledi.
Bir başka deyişle, her ne kadar kamuoyu tarafından bu süreç “Zarrab davası” olarak bilinse de resmi olarak jüri önüne çıkartılan bir tek Atilla oldu.
Sanıklar, ABD’nin İran’a nükleer programı nedeniyle uyguladığı yaptırımları delmekle suçlanıyor. Yargıç önüne çıkan sanıklar Zarrab ve Atilla, daha önceki oturumlarda suçlamaları reddetti.
AKP de bu davayı Türkiye’ye dönük açık bir kumpas olarak nitelendiriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık 2013’te yapılan yolsuzluk soruşturmalarını “tarihin en büyük tuzaklarından biri” olarak tanımladı ve aynısının şimdi ABD’de tekrarlandığını söyledi. Ayrıca, davanın savcıları hakkında da soruşturma başlatıldı.
Ancak Erdoğan, Zarrab itiraf etmeden önce davadan ne çıkarsa çıksın biz doğru olanı yaptık ambargoyu delmedik, Zarrab bir konuşsun ona göre bakarız demişti. Zarrab davada tanık olduktan sonra ve itiraf etmeye başladıktan sonra İstanbul Başsavcılığı Zarrab’ın tüm mal varlığına el koydu ve ABD’ye casusluk yapmakla suçladı.
Zarrab, Erdoğan ve dönemin hazineden sorumlu bakanı (Ali Babacan) talimatıyla İran’la altın ticaretinin başlatıldığını söyledi. Zarrab ayrıca, Erdoğan ve Babacan’ın iki Türk bankasına daha, Ziraat Bankası ve VakıfBank’ın kendisi ile ilgili işlemlere yardımcı olması için de talimat verdiklerini söyledi.
Dava dünya basınında da büyük yankı buldu ve dava süreci hâlâ devam ediyor.