Merhaba dostlar,
Bugün 1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü. 1 Mayıs hepimize kutlu olsun!
Ne yazık ki bu 1 Mayıs’a da salgın bahanesiyle getirilen ama özünde toplumsal muhalefeti baskılamak için uygulandığı apaçık ortada olan yasaklarla giriyoruz. Birçok emperyalist-kapitalist ülkede olduğu gibi Türkiye’de de iktidar, pandemiyi fırsata çevirmek için her şeyi yapıyor. Kitlelere korku salarak iktidarı elinde tutmaya çalışan AKP-MHP bloğunun bu oyununu, planlarını görüyoruz.
Ülkemizde genç işsizlik artıyor, mezun olan arkadaşlarımızın çoğu işsizliğe ya da kötü koşullara mahkûm oluyor. Üniversiteli gençler online eğitimden kaynaklı eşitsizliklere maruz kalıyor. Üniversitelerin özerk-demokratik yapısına saldırı artarak devam ediyor, öğrenciler demokratik taleplerini dile getirirken baskıya zulme uğruyor.
2021 yılının başından itibaren hızlı gündemlerin içerisinden geçtik. Bir gece yarısı, Cumhurbaşkanlığı kararıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne liyakat yine hiçe sayılarak Melih Bulu rektör olarak atandı. Yine bir gece yarısı kararıyla, tek adamın imzası sonucu İstanbul Sözleşmesi iptal edildi. İşten çıkarmaların sözde yasaklandığı bir ortamda KOD29 bahanesiyle patronlar işten çıkarmalara sinsice devam etti. AKP, koronavirüs salgınını, iktidarını sürdürebilmek için kullanışlı bir araç haline getirmişken; işçiler, öğrenciler, kadınlar, LGBTİ+’lar hakları için mücadele etmekten bir adım geri durmadılar.
Türkiye’de olduğu gibi dünyada da emperyalist-kapitalist ülkeler salgını ellerinde büyük bir fırsat olarak tutmaya devam ediyorlar. Pandeminin etkisini azaltacak birçok aşı üretilmesine rağmen büyük tekeller aşıların etkili bir şekilde kullanımını ve dağıtımını engellemekte, yoksul ülkelerin aşılara ulaşımlarını zorlaştırmaktalar.
Yoksulların daha da yoksullaştığı, zenginlerin ise servetine servet kattığı bu süreçte ortak sorunlarımız ve taleplerimiz etrafında daha güçlü bir şekilde birleşmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.
Meydanlar sokaklar kapatılsa da 1 Mayıs’ta taleplerimizi dile getirmemiz engellenemez. O yüzden İlerici Gençler olarak taleplerimizi yineliyoruz:
-Patronları değil, emekçileri kurtaracak önlemler alınsın!
-Herkese iş! Herkese ekmek!
-İşten çıkarmalar yasaklansın, KOD29’la işten çıkarma yasaklansın!
-İstanbul Sözleşmesi uygulansın!
-KYK borçları silinsin, krediler bursa dönüştürülsün! Tüm öğrencilere burs verilsin!
-Atanmış rektörler üniversitelerimizi terk etsin!
-Üniversitelerimizde gerici, cinsiyetçi eğitim değil bilimsel bilgi üretiminin uygulanacağı ortam sağlansın! Parasız, bilimsel ve yüz yüze eğitim istiyoruz!
Sorunlarımız-taleplerimiz ortak, çözümü de birbirimizde bulacağız. Sınıf çatışmasının belirginleştiği salgın döneminden umudu büyüterek çıkabilmek için bir araya gelmeye, mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Biz milyonlarız onlar bir avuç. Milyonların bayramını; işçilerin, gençlerin, öğrencilerin, halkların, ezilen kimliklerin bayramını kutluyoruz!
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın mücadelemiz!