Topağacı Mahallesi Ranta Karşı Barınma Hakkını Savunuyor

topagaci rantsal donusume karsi

İstanbul, Ümraniye Topağacı Mahallesi’ndeki “rantsal dönüşüm” çabaları mahalle halkının güçlü direnişiyle karşılaştı. Önceki yıllarda başlayan bir dizi kentsel dönüşüm projesi kapsamında Ümraniye’nin bir çok bölgesi gibi Topağacı da 2024’te rezerv alanı ilan edilmişti. Buna göre bu bölgede 80 bin metrekare alanda yeni yapılaşmalar öngörülüyordu. Halka hizmet olarak yapılması beklenen kentsel dönüşüm süreci AKP ve yerel işbirlikçileri AKP belediyeleri tarafından böylece ranta açılmış oldu.

6306 sayılı Kanuna göre, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kararıyla yerleşim yerleri rezerve alan ilan edilebiliyor, bu bölgedeki taşınmazların satışı yasaklanabiliyor, konutların, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaçları kesilebiliyor, tapusu olan taşınmazı elinden alınabiliyor. Bunlara karşılık dönüşüm kapsamında kira yardımları 48 ay ile sınırlı kalırken çoğunlukla asgari ücretin altında bir miktar ödeniyor ve halk fahiş kiralarla ve emlak sorunuyla boğuşmak zorunda bırakılıyor. Nitekim bunu 6 Şubat depreminden sonra vatandaşların arazilerinin rezerv alan ilan edilip, haklarından mahrum bırakıldığı ve polis şiddetine maruz kaldığı Hatay Mağaracık’ta da görmüştük.

Topağacı Mahallesi, “rantsal dönüşüm”e direnirken, çevik kuvvet polisleri eşliğinde mahalle halkının evlerinin elektrik, su ve doğalgazları kesildi. Tüm vatandaşlara birlik çağrısı yapan mahalle sakinleri, “Barınma Hakkı Bürosu” isminde bir de dayanışma bürosu kurdular. 21 Ağustos akşamı itibarıyla polis şiddetine uğrayan mahalleliden dört kişi gözaltına alınmış durumda. Halkımız polis şiddetine uğrarken bir yurttaşımızın sarf ettiği, “4 çocuğum evde yalnız, kirayı nasıl vereyim” sözleri, mahallelinin rant sevdalısı AKP tarafından nasıl mağdur edildiğini gösteriyor bize.

Özellikle İstanbul ve diğer büyükşehirlerde yıllardır uygulanmaya çalışılan kentsel dönüşüm projeleri, iktidar ve müteahhitlerin ortak rant paylaşım alanlarına dönmüş durumda. Rantsal dönüşüm kapsamında amaçlanan milyonlarca insana daha güvenli şekillerde yeni ortak yaşam merkezleri inşa etmek değil vatandaşa ait arazi ve evleri gasp etmek, karşılığında sadece dış cepheleri yenilenen yetersiz ve güvensiz konutlara mahkum bırakmaktır. Birçok büyükşehirde ortalama kiralar asgari ücretten çok yüksekken, halkı kira ödemeye zorlamak en temel haklardan biri olan barınmayı ihlal etmektir.

Toplumcu bir kentsel dönüşüm, bu süre zarfında mal sahiplerinin ve kiracıların haklarını sınırlı süre için değil süreç bitene kadar koruyarak yapılır. Evleri gasp edilen insanlara komik bir tazminat verip yerinden ederek değil, toplumcu bir anlayışla insanca yaşanabilir toplu konutlar inşa ederek yapılır. Kentsel dönüşümün amacı halkın hizmetine geniş ortak yaşam merkezleri ve depreme dayanıklı yapılar sunmaktır. Emekçinin yıllarca alın teri döküp zar zor aldığı evine göz dikmek ve yandaşlarına rant alanı açmak değildir. Dayanıklı olmayan evlerde oturmak ve buradan çıkamamak bizlerin tercihi değildir. Ne yazık ki 6 Şubat depreminde sözde yeni yapılan binaların bile yıkıldığını gördük. Deprem sorunu ülkemizin bir gerçeği iken kentsel dönüşüm adı altında vatandaşın alın terinin rant kapısı olarak görülmesine müsaade edilemez. Hakkını savunan, direnen yurttaşlarımızın karşılaştığı zorlamaları ve polis şiddetini kabul etmiyoruz.

Topağacı mahallesinin rantsal dönüşüme karşı direnişinde yanındayız. Herkes için ücretsiz ve insanca barınma hakkımızı elde edene, toplumcu ekonomiyle nefes alınacak şehirler inşa edilene kadar direnecek ve birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz.