Türkiye, hukuksuzluğun kural hâline geldiği, baskının toplumsal yaşamın her alanına yayıldığı bir dönemden geçiyor. Muhalif belediye başkanları, gazeteciler, sanatçılar, sendikacılar, öğrenciler ve sade yurttaşlar, kısacası istibdat yönetimi, kendisiyle aynı düşünmeyen herkesi, uydurma suçlamalarla hedef alıyor. Gözaltılar, tutuklamalar ve ihraçlar durmaksızın sürüyor. Demokratik haklarını kullanan, düşüncelerini ifade eden ve siyasal mücadele veren herkes cezalandırılmak isteniyor. Adaletin yerini keyfilik, hukukun yerini talimatlar almış durumda.
Dün, hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle Çağlayan Adliyesi’ne giden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu halk yalnız bırakmadı. CHP’nin çağrısıyla adliye önünde toplanan binlerce yurttaş, istibdat yönetimini protesto etti. “Kurtuluş yok tek başına / Ya hep beraber, ya hiçbirimiz” diyen yurttaşlar, ayrıştırma ve sindirme politikalarına baş eğmeyeceklerini gösterdiler.
Halkın iradesine meydan okuyanlar kaybetmeye mahkûmdur. Tarih bunu defalarca gösterdi ve yine gösterecek.
Baskı düzenine teslim olmayacağız! Emekçiler, gençler, kadınlar, yoksullar ve geleceği karartılmak istenen milyonlar, istibdadın dayattığı zulme karşı ortak mücadeleyi büyütecek. Özgürlük, eşitlik ve adalet için yürüttüğümüz mücadeleden geri adım atmayacağız. Demokratik haklarımızı, ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü, örgütlenme hakkını ve insanca yaşam talebimizi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bugün sindirilmek istenen herkesin ortak mücadelesi, bu karanlığı yırtacak güce sahiptir.
Egemenlik kayıtsız şartsız halkındır! Zulme karşı direniş büyüyor, mücadelemiz sürecek, kazanacağız!