Merhaba Dostlar,
İlerici Gençlik dergimizin 40. sayısıyla sizlerle bir aradayız. Bir önceki sayımızdan bu yana ülkemizde ve dünyamızda gene oldukça hareketli bir süreç geçirdik. Direniş cephesiyle emperyalist blok arasındaki mücadele sürüyor.
Bu sayımızda
İlk olarak Türkiye’de ve dünyada hangi gelişmeler yaşandığını ele aldık. 9 yıldır Suriye’de süren savaşta Amerikan emperyalizmi umduğunu bulamadı. Suriye halkı ve meşru yönetimi bir bütün olarak direnişini sürdürüyor. Türkiye’de ise kitleler değişim isteğini seçimlerde açıkça gösterdi, on yıllardır sağcı iktidarda olan İstanbul ve Ankara el değiştirdi. Öte yandan Türkiye’de sorunlarımız sürüyor.
Her güne yeni bir kayıp haberiyle uyanıyoruz. Hayat pahalılığı ve işsizlik karşısında emekçi halkımız ve özellikle biz gençler eziliyoruz. O yüzden bu sayımızda genç işsizlik meselesini ele aldık. Çünkü üzülerek belirtiyoruz ki geçinemeyen ve iş bulamayacağını düşünen genç arkadaşlarımız bizden koparıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri Sibel Ünli ve Hakan Taşdemir intihar etti. İntihar edenler sadece gençler değil. Tırına kendini asarak intihar eden Mevlüt Çankaya, “Çocuklarım aç” diyerek Hatay Valiliği önünde kendini yakan Adem Yarıcı ve diğerleri ne yazık ki bizden koparılanlar. Biz İlerici Gençler biliyoruz ki bu umutsuzluğu yenebilmenin yolu; insan onuruna yaraşır bir hayat için yan yana mücadele etmekten ve dayanışma içerisinde olmaktan geçiyor.
Her sayımızda olduğu gibi işçi ve emekçi cephesinden yazılarımız var. Çünkü işçi-emekçilerin mücadeleleri bizlere nasıl bir yol izlemek gerektiğini gösteriyor. Trelloborg işçileri greve giderek talep ettikleri hakları elde ettiler. Direnen işçi sınıfına selam olsun!
Geçtiğimiz süreçte Elazığ Depremi’nde 41, Van’daki çığ felaketinde 41 yurttaşımız hayatını kaybetti. Üzgünüz ve öfkeliyiz. Çünkü biliyoruz ki yurttaşlarımızı öldüren ne çığ ne de deprem. Vurguncu politikaların yani kapitalizmin kâr hırsı sonucu, ihmalkârlık sonucu bu kayıplar yaşanıyor. Bu yüzden bu sayımızda depremle ilgili bir yazımızda bulunuyor.
Kadınlar artık seslerini daha gür çıkarıyorlar ve birliklerinden gelen güçle kadın cinayeti davalarında daha adil kararlar alınmasını sağlıyorlar. Kadınların cephesinden haberler de bu sayımızda sizlerle.
Gençlik vurgunculuğa karşı sesini yükseltiyor. Bu yüzden Kanal İstanbul ve Kentsel Dönüşüm konularını ele aldık. Ayrıca İlerici Gençler olarak yaptığımız eylem ve etkinlikleri de sizlerle paylaştık.
Bu sayımızda ayrıca “Direnen kazanır” sözünün örneği olarak İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin yemekhane mücadelesini anlatan bir yazımız var. Dünden bugüne yaşananları ele aldığımız yazımızdaki olayların diğer üniversitedeki öğrencilerin de yolunu açmasını umarız.
25 Şubat’ta dünyaya gelen Sabahattin Ali’yle ilgili bir yazımızı siz okuyucularımızla paylaşıyoruz. Ancak bu sefer yazarımız bize geçmişten sesleniyor. Nazım Usta’mızın kaleminden Sabahattin Ali’yle ilgili yazdığı ve keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz bir yazımız var. Ayrıca “Antiemperyalist bir haykırış: Üçüncü Sinema” başlığıyla Arjantinli yönetmenler Octavio Getino ve Fernando Solanas’ın sinema ve sanatla ilgili fikirlerini irdeliyoruz.
Birçok farklı bölgeden yazılarını bizlere ulaştıran tüm dostlara teşekkür ediyoruz. Yapacağınız her türlü katkıyı, şiiri, yazıyı, değerlendirmeyi, mail yoluyla bizlerle paylaşmanızı bekliyoruz. Merhaba yazımızı Sabahattin Ali’nin 10 Şubat 1947’de Marko Paşa Dergisi’ne yazdığı ve hâlâ geçerliliği olan sözlerle bitiriyoruz:
“Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun.”