Her yıl okulların açıldığı dönemde öğrencileri bekleyen yeni bir barınma krizi patlak veriyor. Binlerce öğrenci yurtlarda yer bulamayıp fahiş kiraları da karşılayamadığından evsiz kalıyor, eğitiminden mahrum kalıyor ya da zalim emlak piyasasının ve özel yurt yönetimlerinin soygununa uğruyor. Bir KYK yurduna yerleşebilen öğrenciler ise hapishaneden hallice, neredeyse sağlıklı beslenme ve barınma imkanlarının bile olmadığı yurtlarda adeta insanca yaşam savaşı veriyor.
Üniversitelerde yeni eğitim yılının başlamasına çok az bir süre kala İstanbul’daki Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdu’nda yaşanan rezalet barınma sorununun geldiği noktayı, öğrencilerin maruz bırakıldığı koşulları gözler önüne seriyor.
Yaz tatili boyunca tadilatta olan yurdun çalışmaları, yeni dönem başlamasına rağmen hala bitmemiş, öğrenciler özel alanlarında işçiler ile bir arada yaşamak zorunda bırakılmıştır. Yurt içerisinde kimi öğrenciler sözlü tacize maruz kaldığını söylerken kimi öğrencilerse dolaplarında, yataklarında bulunan eşyaların deyim yerindeyse yağmalandığını, çalındığını gördüler. Odalarından çıkan boş bira şişeleri, izmarit çöpleri ve daha bir sürü pisliği ise kendileri temizlemek zorunda kaldılar.
Üstelik tek sorun bu da değil, yıllardan beri yurt içinde kullanılan odalara kartlı giriş sistemi bu yıl kaldırılarak odalara isteyenin elini kolunu sallayarak girebildiği bir düzen tahsis edilmiştir. “Öğrencilerin güvenliği” gerekçesiyle giriş-çıkış saatlerini sıkı sıkıya takip eden, odalarda kettle gibi basit araç-gereçlerin kullanımına bile izin vermeyen yurt yönetimi, yarattığı bu yeni koşullar altında öğrencilerin güvenliğini nasıl sağlamayı düşünüyor?
Taleplerimizi yineliyoruz, ücretsiz, güvenlikli, insanca barınma haktır. Hak esirgenemez, ellerimizden alınamaz.
Tüm KYK yurtlarındaki öğrenci arkadaşlarımıza ve yurt çıkmadığı için özel yurt yönetimlerinin ya da emlakçıların insafına kalarak soyguna uğrayan öğrencilerimize insanca barınma şartları derhal sağlanmalıdır.